Duygu Taşkıran / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – Herkes Duysun TV ekranlarında Aylin Tekir moderatörlüğünde ve Gazeteci Muharrir Mehmet Ali Ekmekçi ile Gazeteci Muharrir Mesut Demir eşliğinde yayınlanan ‘Herkes Duysun’ programının bu haftaki konuğu, Uludağ Üniversitesi Etraf Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Efsun Dindar oldu.
Bursa’da etraf kirliliğinin hangi seviyede olduğundan bahseden Dindar, “Bursa aslında cennet üzere bir kent. Dağı var, denizi var, pozisyon prestijiyle doğal hoşlukları ve tarihi kültürünü zati başka bir tarafta tutuyorum, fevkalade bir zenginliği var. Biz tüm bunları fazla hunharca kullanmışız. Hava kirliliği kıymetlerine baktığımız vakit, bilhassa son 10-15 yıldır daima limit kıymetlerin üzerinde çıkan durumlar var. Bunlar, endüstriye, ulaşıma ve ısınmaya bağlı nedenlerden kaynaklanıyor. Ne yazık ki fosil yakıtlardan da bir çıkış noktamız olmadığı için maalesef hava kirleticiler bizim hayatımıza etki ediyor.” dedi.
HAVA KİRLİLİĞİ ‘HALK SAĞLIĞI’ AÇISINDAN ZARARLI
Son 2-3 yıldır çok besbelli bir formda iklim değişikliğinin tesirini hissettiğimizin altını çizen Dindar, “İnsanlar gözle göremediği hiçbir şeye inanmıyor. Hava kirliliğini lakin hava çok isli ve pusluyken görebiliriz. Gözle görülemeyecek kadar küçük, havada asılı kalan partikülleri biz aslında soluyoruz. Bu durum, hem halk sıhhati açısından ziyanlı, hem de hayat kalitesini düşürüyor.” diye konuştu.
“TOPLUMSAL OLARAK ‘ÇEVRE KÜLTÜRÜ’ KONUSUNDA EKSİKLERİMİZ VAR”
Havamız kirli ise suyumuzun pak olma ihtimalinin olmadığını belirten Efsun Dindar, tabirlerine şu formda devam etti:
“Doğayı, çevreyi kendimiz ve çocuklarımız için yaşanabilir halde bırakmanın değerini anlamak lazım. Ne ülkemizde ne de dünyada bu etraf müdafaa işinin gönüllülükle olmadığı, bir grup yaptırımlarla ve cezai sistemlerle insanlara öğretilmeye çalışıldığını görüyoruz. Doğayı korumak, muhakkak jenerasyonlar sonrasında kültür halini alacak. Bizim toplumsal olarak hala bu ‘çevre kültürü’ konusunda eksiklerimiz var.”