Bulutlar, su damlacıkları ve buz kristallerinden oluşuyor. Aslında gökyüzündeki su içeriği o denli ağır ki, biz bunun farkında olmasak da (çünkü damlacıklar gözle görülemeyecek kadar minik) soluduğumuz havada bile çokça mevcut.
Atmosferdeki su üst hakikat yükseldikçe havayı serinletip, damlacıkların havadaki toz parçacıklarıyla temasa geçmesine sebep olur.
BULUTLARA DOKUNMAK HAVAYA DOKUNMAYA BENZER
Populer Science Türkiye’nin içeriğine göre bunlar son derece hafif su damlaları oldukları için havada süzülebilirler. Bir ortaya toplandıklarındaysa bulutları oluştururlar. Bu bir ortaya toplanma süreci devam ederse damlacıklar da büyümeye başlar ve bir noktadan sonra yerçekimine karşı koyamayacak hale gelirler. İşte o vakit yağmura dönüşüp yere düşmeye başlıyorlar.
Diyelim ki uçmayı başarıp bir buluta kadar yükseldiniz. Etrafınızı saran bir buluta dokunamazsınız. Zira bu havaya dokunmaya benzeri. Lakin o esnada tıpkı havayla temas ediyor oluşunuz üzere bulutla da temasa geçmiş olursunuz. Şöyle düşünelim; sis de aslında buluttur.
Sisin içinden yürüdüğünüzde hissettiğiniz tek şey üzerinize yapışan su damlacıkları olur. Bir mühlet yürümeye devam edersiniz saçlarınız yağmura yakalanmışçasına ıslanır.