Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, sosyoekonomik manada dezavantajlı bölüme yönelik önemli eğitim ve toplumsal siyasetlerin devreye alındığını söyledi. Bakan Özer, “Çok basit bir örnek vereyim, 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2’ydi, bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06. Cumhurbaşkanımız diyor ya ‘Nereden nereye.’ Nitekim nereden nereye geldik” dedi.
Özer, Sultandere Köy Hayat Merkezi ve Gastronomi Atölyesi’nin açılışında yaptığı konuşmada; son 20 yılın, Türkiye’nin beşeri sermayesinin, insan kaynağının niteliğini artırmada eğitimin en verimli kullanıldığı periyot olduğunu söyledi.
Özer, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Son 20 yıl, Cumhuriyet’in birinci yüzyılının tüm eksikliklerinin giderildiği bir periyoda tekabül etmektedir”
“Bugün rekabet etmiş olduğumuz gelişmiş ülkeler, okullaşma oranlarını yüzde 95’in üzerine İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra eriştirmiş olmalarına karşın Türkiye 2000’li yıllara geldiği vakit eğitimde karnesi çok da güzel değildir. 2000’li yıllarda 5 yaşta okullaşma oranları yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44’ler civarındadır. Yani 2000’li yıllarda lise çağı nüfusunun yarısı eğitimin dışındadır. Madem bir ülkenin en kalıcı sermayesi, rekabet gücünün omurgası insan kaynağıysa neden 70 yıl bu gecikme yaşanmıştır Türkiye’de? Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. İşte son 20 yıl, Cumhuriyet’in birinci yüzyılının tüm eksikliklerinin giderildiği bir periyoda tekabül etmektedir. Bunun için 81 vilayette, tüm ilçelerde hiçbir bölge ayrımı yapılmaksızın hakikaten devasa yatırımlar yapıldı.”
“Cumhurbaşkanımız diyor ya ‘Nereden nereye’; nitekim nereden nereye geldik”
Bakan Özer, 19 yılda derslik sayısının 300 binden 900 bine, öğretmen sayısının 20 yılda 500 binden 1,2 milyona çıkarıldığını lisana getirdi. Sosyoekonomik manada dezavantajlı bölüme yönelik önemli eğitim ve toplumsal siyasetlerin devreye alındığını söyleyen Özer, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şartlı eğitim yardımları, bilhassa kız çocuklarının eğitime erişmesi için burslar, pansiyonlar, fiyatsız taşımalı eğitim, ücretsiz ders kitabı, fiyatsız kaynaklar üzere istikrarlı bir formda hiç vazgeçilmeden eğitime erişimi güçlendirecek siyasetler yürürlüğe sokuldu. Son 19 yıldaki bu toplumsal siyasetlerin 2022 fiyatlarıyla karşılığı 525 milyar liradır. İşte bu toplumsal siyasetlerle birlikte iki kazanan çıktı ortaya, birincisi garip gureba, ikincisi kız çocukları. Cumhuriyet’in birinci yüzyılında, birinci defa kız çocuklarının eğitimdeki okullaşma sorunu son 20 yılda çözüldü. Çok kolay bir örnek vereyim, 2000’li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2’ydi, bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06. Cumhurbaşkanımız diyor ya ‘Nereden nereye.’ Hakikaten nereden nereye geldik.”
“İlk kere bu coğrafyanın çocuklarına, dinini öğrenme imkanı getirildi”
Milli Eğitim Bakanı Özer, ayrım yapılmadan herkesin eğitime erişebildiği bir periyoda geldiklerini ve eğitimin önündeki antidemokratik pürüzleri de kaldırdıklarını söyledi. Özer, şöyle konuştu:
“Bugün başörtüsü yasakları zikredildiği vakit ‘Hala yeniden başörtüsü yasaklarından bahsediyorlar’ halinde mevzuyu hükümsüzleştirmeyle ilgili değişik değerlendirmeler gerçekleşiyor. On yıllarca bu ülkede kız çocukları eğitime erişemediler, yükseköğretime erişemediler, kapılarda, ikna odalarında başlarını açmak için zorlandılar. İmkanı olanlar ülkelerine terk etti, öteki ülkelerde eğitim almak için bu eksikliği telafi etmek için efor sarf etti. İmam hatip ve meslek liselerinin yükseköğretime erişimini engellemek için 12 yıl istikrarlı bir formda uygulanan katsayı uygulaması bu periyotta kaldırıldı. Bu coğrafya Müslüman coğrafya, bu coğrafya Ebul Hasan Harakani Hazretleri’nin, Hazreti Mevlana’nın, Sadrettin Konevi’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Hacı Bayram-ı Veli’nin, Yunus Emre’nin, Nasreddin Hoca’nın gönül coğrafyası yaptığı yerler. Birinci defa bu coğrafyanın çocuklarına, imam hatip dışındaki okullara gidenlere, dinini öğrenme, Kur’an-ı Kerim öğrenme, Peygamberin hayatını öğrenme imkanı getirildi.”
İlkokullardaki okullaşma oranının yüzde 99,63’e yükseltildiğini tabir eden Özer, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın bu sayıları artırmak için de gayret gösterdiğini belirtti. Özer, Mart 2023 sonunda ortaöğretimdeki okullaşma oranını yüzde 99’a çıkaracaklarını bildirerek, “Diyeceğiz ki ‘Cumhuriyet tarihinde birinci defa okul öncesinden ortaöğretime kadar eğitim kademelerinin tamamındaki okullaşma oranı yüzde 99’a çıktı.’ Ben bu vesileyle Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum, her yıl eğitime, bütçeden en büyük hissesi ayırdığı için, bu antidemokratik uygulamaların kaldırılmasındaki kararlı duruşundan ötürü tüm öğrencilerimiz, tüm gençlerimiz, tüm anne babalar ismine en içten şükranlarımı sunuyorum” sözlerini kullandı.
“Kritik bir periyoda girdik”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2022 yılında tüm maksatlarına ulaştığını lisana getiren Özer, köy okullarının tekrar hayata geçirilmesinin kendileri için kıymetli olduğunu vurguladı. Covid-19 salgınından sonra insanların büyükşehirlerden ilçelere, köylere dönmeye başladığını belirten Özer, şunları kaydetti:
“Kritik bir periyoda girdik. Bilhassa besin tedarik zincirlerindeki o zahmetlerden ötürü tarım ve hayvancılık artık stratejik bir alana dönüşmeye başladı. İşte bu iki trendi birleştirerek atıl olan köy okullarını tekrar eğitim ünitesi olarak insanlarımızın hizmetine sunmak için yeni bir başlangıç yaptık. Anaokulları, ilkokullar ancak bir ek yaptık, o okulun etrafında yaşayan köylü vatandaşlarımızın tarımdan hayvancılığa kadar her türlü meslek kursunu alabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri imkanı sunan halk eğitim merkezlerini de köy okullarının içerisinde barındırdık. Birinci defa yetişkinler ile torunlar ve çocuklar birebir eğitim çatısı altında bir ortaya geldiler. Şu ana kadar 4 ay içerisinde 2 bin 200 tane Köy Hayat Merkezimizi hizmete aldık. Buradan bir müjde de vereyim, önümüzdeki 3 ay içerisinde Türkiye’deki hane sayısı 10’un altında olmayan ama köy okulu kapalı olan tüm okulları vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Tüm köy okullarını açacağız. Bu köy okullarıyla birlikte yalnızca merkezde değil Türkiye’nin her noktasında insanımızın yaşadığı her noktaya eğitimi ulaştırmak, yalnızca öğrencilere eğitim çağı nüfusuna değil, yetişkinlerimize de eğitimi ulaştırmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz.”